YUMUKTEPE HÖYÜĞÜ

563337_128087717363953_1759602544_n.jpgHöyükte John Garstang 23 tabakalı yerleşim saptamıştır. Prehistoric Mersin adlı yapıtında Garstang taş ve sermikten ev aletlerinin ve üretim araçlı aletlerin listesini vermektedir. Yumuktepe’de tarım yapılmış koyun, keçi domuz ve sığır beslenmiştir. MÖ 4500’de Neolitik döneme (Cilalı Taş devri) denk gelen tabakada ise Dünya tarihindeki kaleye benzeyen ilk yapı saptanmıştır. [1] Maden devriyle birlikte maden de kullanılmağa başlanmıştır. Hatta bir görüşe göre, Dünya’da ilk bakır izabe tesisleri Yumuktepe’de kullanılmağa başlanmıştır. MÖ 3200 sonrasına ait arkeolojik kayıtlar yetersizdir. Hatta bir süreliğine yerleşim yerinin terk edildiğini ileri sürenler de vardır. Yumuktepe daha sonra Hitit imparatorluğuna bağlı Kizzuvatna devletinin sınırları içersinde kalmıştır. Kizuvvatna henüz Hitit egemenliği altına girmeden önce, MÖ 1440 yılında iki devlet arasında yapılan bir anlaşmada Pitura kentinden bahsedilmektedir. Pitura’nın Yumuktepe olabileceği ileri sürülmüştür. Ne var ki, Pitura’nın Mersin’de değil, Orta Fırat vadisinde olduğunu öne sürenler de vardır. Bir başka görüşe göre, ise, Yumuktepe adı iyi bilinen, ama yeri tam saptanamamış olan Ura liman kentidir.